Burada yeri
gelmişken, Ürdün Üniversitesi'nin rehberliğinde Ürdün İsrail sınırında
katıldığım bir geziden bahsetmek istiyorum.
Ürdün sınır boyundaki sıkı denetimler ile her tarafa serpiştirilmiş
gözetleme kuleleri bizleri şaşırtacak boyuttaydı. Hatta İsrail sınırının
Ürdün tarafından korunduğu gibi bir izlenim edindim. Sınır komutanına
buralarda olay olup olmadığını sorduğumda, arada bir çalışmak için İsrail'e
kaçak gitmeye çalışanları yakaladıklarını bunun dışında olay olmadığını
söyledi. İsrail'le Ürdün arasında yer alan Ölü Deniz'e gitmek istediğinizde
de önünüze çıkan pek çok denetim noktası sınırı korumaya verilen önemi
göstermektedir. Hatta bir defasında kiraladığım arabayla akşam dokuzda Kerak
tarafından Ölü Deniz'e gitmek istediğimde, gerekli izni almadığım
gerekçesiyle ilk kontrol noktasında geri çevrildim. Hava karardıktan sonra
yabancıların izin belgesi olmadan buraya inmelerine izin verilmediğini 130
km. boş yere gittikten sonra öğrenmiş oldum.
Uygulanan çok sıkı denetimler nedeniyle Ürdün'ün etrafındaki komşulara göre
en huzurlu ve güvenilir ülke olduğunu itiraf etmek durumundayız. Körfez
ülkelerindeki zengin-fakir Arapların tatil için doğal zenginlik fakiri
Ürdün'ü tercih etmelerinin nedenlerinden birisi budur. (Bu arada yazları
Ürdün'ü dolduran Iraklı, Faslı, Tunuslu ve Cezayirli genç kızları da anmamız
gerekir). Arsa ve daire fiyatlarının fırlamasına neden olan binlerce zengin
Iraklının Ürdün'ü seçmeleri de aynı sebeptendir.
|