Ve Mescid-i Aksa:
İnsan Mescid-i Aksa'nın bahçesine ilk adımı atarken aklına hemen
buraya gelmiş olan Hz. Peygamber geliyor ve bir titremeye kapılıyorsunuz.
Sonra burayı fetheden Hz. Ömer gözünüzün önünden beyaz devesiyle yürüyüp
gidiyor. Ardından Kudüs fatihi Selahaddin Eyyubi atıyla hızlıca seğirtip
geçip gidiyor. Peşinden Suriye'yle birlikte Kudüs'ü Osmanlı topraklarına
katarak Filistinlilere 400 yıl boyunca rahat nefes alacakları bir coğrafya
bırakan pala bıyıklı Yavuz beyaz atı üzerinde ordusuyla birlikte yürüyüp
gidiyor.
Karmakarışık, her birini nereye oturtacağımızı bilemediğimiz duygularla
hemen Hz. Peygamber'in kutlu müjdelerle övdüğü Mescid-i Aksa'ya gidiyoruz.
İki rekat namaz kıldıktan ve camiyle kalbimiz arasındaki kuvvetli bağı
kurduktan sonra Kubbetus Sahra'ya koşuyoruz. Orada da iki rekat kılıyoruz.
Namazlardan sonra elleri yakarışa açtığımızda üzerimize basan hüzünle "ya
rabbi sen gönlümü biliyorsun" cümlesini sürekli tekrarlamak durumunda
kalıyoruz, kelime bulamamaktan dolayı. İnsan ne kadar edip olursa olsun,
gelip tıkanacağı ve kelime bulamayacağı yerlerden biri de hiç şüphesiz
Aksa'dır. |