İmam-ı Azam
Ebu Hanife'nin önemli talebelerinden bir de İmam Ebu Yusuf'tur.
Ebu Yusuf küçük yaşta babasını kaybetmiş ve annesiyle birlikte yalnız
kalmışlar, bu sebeple de geçim sıkıntısı çekmektedir.
Bir gün hamamda yıkandıktan sonra para isteyen
hamamcıya:
"Biz talebeyiz. Başkasından para alıyorsun, bizden de dua al" der.
Hamamcı kızıpta kitaplarına el koyunca çok üzülen Ebu Yusuf'u teselli etmek
hocasına düşer.
İmam-ı Azam talebesini dükkanına götürür (kendisi
taicaretle uğraşmakta ve zengindir), emsalsiz bir pırlanta vererek:
"Al bunu demirci ve kömürcülere götür, fiyatını sor" der.
Ebu Yusuf demirci ve kömürcüleri dolaşır, pırlantanın yüzüne bile bakmazlar.
Ya da çok az bir fiyat verirler.
Ebu Yusuf hocasının yanına gelerek durumu anlatır.
İmam-ı Azam bu sefer: "Al bunu sarraf ve kuyumculara
götür, fiyatını sor" der.
Ebu Yusuf sarraf ve kuyumculara gidince bir de ne görsün, pırlantayı
neredeyse kapışıyor, alabilmek için inanılmaz fiyatlar veriyorlar.
Ebu Yusuf hocasının yanına gelerek durumu anlatır. Ve
İmam-ı Azam Ebu Hanife öğrencisine ve bütün öğrencilere en önemli
derslerinden birini verir:
"Herşeyin kıymetini ancak
erbabı-ehli-uzmanı anlar, takdir eder.
Sen pırlantayı kömürcüye gösterdiğin gibi, ilmini de hahamcıya gösterdin.
O bunu kıymetini nerden bilsin. İlmi ancak onun sarrafı olan alimler
takdir eder, cahilleri mazur gör. Sen ilmi ancak alemleri diriltmek için
oku. Hiçbir zaman maddi hayatın için kederlenme. Çünkü İlim insanı iki
cihanda aziz eden yegane-tek şeydir."
Büyük İmam Ebu Hanife - M.Kemal
Pilavoğlu
|