İslam Coğrafyası                                                                          M. Ahmet VAROL

Suriye

Giriş

Son günlerde, sözde "Ortadoğu barışı (!)" süreciyle ilgili olarak Suriye sık sık gündeme gelmektedir. Suriye-İsrail yakınlaşmasından Dünya Gündemi bölümünde söz ettik. Gündemde olduğundan bu ayki İslam Coğrafyası bölümümüzde Suriye'yi tanıtmak istiyoruz.

Suriye Hakkında Genel Bilgiler

Resmi adı: Suriye Arap Cumhuriyeti

Başkenti: Şam (Dımeşk)

Yüzölçümü: 185.180 km2

Nüfusu: 16.500.000 (1999 tahmini).

Etnik yapı: % 88 Arap, % 6 Kürt, % 2.8 Ermeni, % 1 Türk, % 1 Rum. Kalan nüfusu Süryâniler, Keldaniler, Nasturiler, Çerkezler ve Yahudiler oluşturur.

Dil: Suriye'nin resmi dili Arapça'dır. Bunun yanı sıra Kürtçe, Türkçe gibi değişik etnik unsurlara ait diller de konuşulmaktadır.

Din: Devletin resmi dini yoktur. Ancak halkın % 74'ü sünni Müslüman, % 11'i Nusayridir. Nusayriler ehli sünnet alimlerinin gulatu'ş-şi'a (Şiilerin taşkınları) dedikleri fırkalardan olan ve Hz. Ali (r.a.)'ın ilâh olduğuna inanan bir kitledir. Hıristiyan inancındaki teslise (üçlemeye) benzer bir inanç sistemleri vardır. Lazkiye bölgesinde çoğunluğu oluştururlar. Nüfusun % 3'ü Dürzidir ve es-Suveyde (Cebelu Duruz) bölgesinde yoğundurlar. % 0.8 oranında İsmaili vardır. Nüfusun % 10'a yakın bir kısmı da hıristiyandır. Binde bir oranında da yahudi mevcuttur. Bunların yanı sıra az sayıda da yezidi bulunmaktadır.

Coğrafi durumu: Bir Ön Asya ülkesi olan Suriye kuzeyden Türkiye, doğudan Irak, güneyden Ürdün, batıdan Lübnan ve Akdeniz'le çevrilidir. Önemli akarsuları Fırat, Asi ve Habur ırmaklarıdır. Su kaynakları bakımından zengin sayılır. Topraklarının % 33'ü tarıma elverişlidir ve bu arazinin de % 10'u suludur.

Yönetim şekli: Suriye'de şeklen çok partili ancak gerçekte Baas diktatörlüğünü esas alan bir rejim hâkimdir. Ülke 14 Mart 1973'te yürürlüğe giren anayasayla yönetilmektedir. Anayasa devlet başkanına geniş yetkiler vermektedir. Anayasa ülkenin yönetim şeklini "sosyalist halk demokrasisi" olarak niteler. Yasama yetkisi üyeleri seçimle belirlenen 250 üyeli bir parlamentoya verilmiştir. Ancak iktidardaki Baas Partisi'nin sürekli parlamentoda ezici çoğunluğa sahip olması seçim sisteminin hileden uzak olmadığını ortaya koymaktadır. Suriye, BM, İKÖ (İslâm Konferansı Örgütü), Arap Birliği, IMF (Uluslararası Para Fonu), İslâm Kalkınma Bankası gibi uluslararası örgütlere üyedir.

Tarihi: Bugünkü Suriye toprakları Hz. Ömer (r.a.) döneminde M. 634, 635 ve 636 yıllarında gerçekleştirilen seferlerde fethedildi. Sırasıyla Emeviler, Abbasiler, Mısır hükümdarları, Selçuklular ve Eyyübilerin yönetiminde kalan Suriye 1250 - 1303 yılları arasında Moğol saldırılarına maruz kaldı. Ardından Memlüklerin eline geçti. 1517'de de Yavuz Sultan Selim tarafından Osmanlı devletine katıldı. 1831'de, Osmanlılara başkaldırarak Mısır'da ayrı bir yönetim kurmuş olan Kavalalı Mehmed Ali Paşa'nın eline geçti. 1840'ta gerçekleştirilen halk ayaklanmasından sonra yeniden Osmanlı devletine bağlandı. 1920'de Fransızlar tarafından işgal edildi. Halk bu işgale karşı çıktıysa da Fransızlar onbinlerce insanın canına kıyarak ve büyük şehirleri bombalayarak halk ayaklanmalarını bastırdılar. Ancak halkın işgal karşısındaki direnişi devam etti. Fransızlar 1943'te Suriye'den çekilmek ve 1 Ocak 1944'te de bu ülkenin bağımsızlığını tanımak zorunda kaldılar. Ancak arkalarında kendi elleriyle yetiştirdikleri ve kurdukları sistemi ayakta tutacak bir bürokrat tabakası bıraktılar. Bu bürokrat tabaka Fransız işgalcilerin de çeşitli oyunlarıyla bağımsızlık sonrasında ülke yönetimini ele aldı. Suriye'nin bağımsızlık sonrası ilk cumhurbaşkanı Türk asıllı Şükri el-Kuvvetli'dir. el-Kuvvetli yönetimine 1949 darbesiyle son verildi. Bağımsızlık sonrası Suriye bir darbeler ülkesi oldu. 1949, 1954, 1961, 1962, 1963, 1966 ve 1970 yıllarında birbirinden farklı darbeler gerçekleştirildi. 1949 darbesinden sonra Hüsni Zaim devlet başkanlığını aldı. Ondan sonra sırasıyla Sâmi Hinnavi, Edib Çiçekli, Hâşim Bey el-Attasi ve Şükri el-Kuvvetli cumhurbaşkanlığı yaptılar. 1955-58 yılları arasında Suriye ile Mısır birleşerek Birleşik Arap Cumhuriyeti'ni kurdular. Bu dönemde Birleşik Arap Cumhuriyeti'nin devlet başkanı o zamanki Mısır cumhurbaşkanı Cemal Abdünnasır oldu. Suriye - Mısır birliğinin bozulmasından sonra Suriye cumhurbaşkanı Nazım el-Kudsi oldu. 1963'te General Hafız el-Emin'in öncülüğünde gerçekleştirilen darbe Baas Partisi'nin iktidarı ele almasını sağladı. 1966'da gerçekleştirilen darbe ise Baas'ın bağımsız askeri kanadı için bir zafer oldu. Bu darbeden sonra ülke yönetimini Nuruddin el-Attasi aldı. 1967 Arap - İsrail Savaşı esnasında Suriye'nin hava kuvvetleri komutanı ve savunma bakanı olan nusayri asıllı Hafız Esed 1968'de bir darbe teşebbüsünde bulundu ama başarılı olamadı. Ancak Esed 23 Kasım 1970'te gerçekleştirdiği darbeyle yönetimi ele aldı. Bu darbeden sonra Baas Partisi içindeki nusayriler diğerlerini tasfiye etmeye başladılar. Ülke 1970'ten buyana Hafız Esed'in yönetimi altındadır. Yönetime gelmesinden sonra Sovyetler Birliği'yle sıkı bir dostluk ilişkisi içine giren Esed, dağılmasına kadar Sovyetler'den sürekli destek görmüştür. Esed, izlediği politikada ABD ve Batı'nın çıkarlarını gözetmeyi de ihmal etmedi. Onun ABD'deki yahudi teşkilatlarıyla gizli ilişkiler içinde olduğuna dair bir belge Sudan'da çıkan Kabas gazetesinin 1 Temmuz 1988 tarihli sayısında yayınlandı.

Suriye'de baasçıların yönetimi ele geçirmeleriyle birlikte Müslümanlar üzerinde ağır bir zulüm ve baskı dönemi başladı. Esed bu zulüm ve baskıyı daha da artırdı. Onun döneminde çok sayıda Müslüman zindanlara doldurularak her türlü işkenceye maruz bırakıldı

Esed'in gerçekleştirdiği en büyük cinayetlerden biri Hama katliamıdır. Hama İslami hareketin en güçlü olduğu şehirlerden biridir. Bu özelliği dolayısıyla bu şehir 1982'de büyük bir katliama şahit oldu. Esed'in kardeşi ve zamanın genelkurmay başkanı Rıf'at Esed, Şubat 1982'de bir gece vakti Hama'ya havadan ve karadan saldırı düzenledi. Saldırıya katılmak istemeyen askerlerin çoğu anında idam edildiler. Bazıları da Müslümanların tarafına geçtiler. Birkaç gün devam eden Hama katliamında yaklaşık kırk bin Müslüman şehit oldu. Şehir adeta bir harabeye döndü.

Dış problemleri: Filistin topraklarını işgali altında tutan İsrail, 1967 savaşında Suriye'nin Golan tepelerini de işgal etmiştir. Suriye'nin İsrail'le bu işgalden kaynaklanan bir problemi bulunmaktadır. Suriye Golan tepelerini İsrail'den geri istiyor. Suriye'nin Türkiye'yle olan anlaşmazlığının eksenini Hatay konusu oluşturmaktadır. Suriye bu şehir üzerinde hak iddia ediyor. Suriye'nin Türkiye'yle olan bir diğer problemi de Güneydoğu Anadolu Projesi'nden kaynaklanmaktadır. Bu projenin uygulamaya konmasıyla birlikte Suriye kendi topraklarını besleyen su kaynaklarının azalacağı iddiasıyla su meselesini gündeme getirdi.

İç problemleri: Suriye'nin en önemli iç sorunu ülkedeki İslâmi cemaatlere yönelik baskıdan kaynaklanmaktadır. Bu baskı dolayısıyla zaman zaman yönetimle İslâmi cemaat mensupları arasında silahlı çatışmalar da oluyor. Bir diğer sorun ülkedeki Baas diktatörlüğü yüzünden muhalif güçlerin çalışmalarını yer altına kaydırmalarından kaynaklanan sorundur.

İslami Hareket: Suriye İslâmi yönden oldukça zengin bir mirasa sahiptir. Geçmişte bu topraklarda pek çok Müslüman ilim adamı yetişmiş ve ortaya koydukları ilmi çalışmalarla İslâm dünyasına ışık saçmışlardır. Suriye'de İslâm'ın rejime karşı mücadelesi 1941'de Dr. Mustafa es-Sıbai'yle başladı. Sıbai'nin Müslüman Kardeşler cemaatinin kurucusu Hasan el-Benna ile çok yakın ilişkileri oldu ve kendisi de bu cemaatin Suriye kolunu oluşturdu. Suriye'de Müslüman Kardeşler cemaati oluşturulmadan önce İslâmi faaliyetler çeşitli sosyal yardımlaşma cemiyetleri vasıtasıyla sürdürülüyordu. Dr. Sıbai 1945 ve 1946 yıllarında yürüttüğü faaliyetlerle bu cemiyetleri Müslüman Kardeşler çatısı altında topladı. Suriye'deki Müslüman Kardeşler'in şu anki genel murakıbı Muhammed Ebu'n-Nasr el-Beyanuni'dir.

Bugün Suriye'deki İslâmi mücadeleyi sürdüren cemaatlerin en büyüğü Müslüman Kardeşler cemaatidir. Bunun yanı sıra selefiler de etkili durumdadırlar. Ancak selefiler siyasi ve devlete yönelik çalışmalardan çok itikadi ve ameli konulara ağırlık vermektedirler.

Suriye yönetimi İslâmi Hareket'e ağır bir baskı uygulamaktadır. Bu baskı dolayısıyla çok sayıda Müslüman vatanını terk etmek zorunda kalmıştır. Sadece Suudi Arabistan'da mülteci olarak yaşayan Suriyeli sayısı bir milyonu bulmaktadır. Suriye rejimi Müslüman Kardeşler'den olduğu belirlenenlerin idamını gerektiren bir de kanun çıkardı ve bu kanun halen yürürlüktedir.

Ekonomi: Suriye ekonomisi daha çok tarım ve hayvancılığa dayanır. Tarım ürünlerinden elde edilen gelirin gayri safi yurtiçi hasıladaki payı % 27'dir. Çalışan nüfusun % 26'sı tarım alanında iş görmektedir. Suriye ekonomisine önemli oranda katkısı olan petrol daha çok ABD şirketleri tarafından çıkarılmaktadır. Doğal gazın da ülke ekonomisine katkısı vardır. Petrol ve doğal gazın GSYH'daki payı % 14 oranındadır. Ayrıca fosfat, demir, asfaltit gibi madenler de çıkarılmaktadır.

Sanayi: Suriye'de hafif sanayinin bazı kolları geliştirilmiştir. En yaygın sanayi kolları şunlardır: Tekstil, konfeksiyon, deri işlemeciliği (bu üç sektördeki sanayi kuruluşları tüm sanayinin % 30'unu oluşturur), şeker, gıda, meşrubat ve sigara üretimi (bu sektörlerle ilgili kuruluşlar sanayinin % 24'ünü oluşturur), ağaç işleri, mobilya, kâğıt, kimyasal maddeler ve boya, dayanıklı tüketim maddeleri, çimento ve diğer inşaat malzemeleri, madeni ve toprak eşya, mekanik makine, büro malzemeleri ve elektrik malzemeleri imalatı. Sanayinin GSYH'daki payı % 6'dır. Çalışan nüfusun yaklaşık % 14'ü sanayi sektöründe iş görmektedir.

Vahdet