AMERİKAN
SALDIRISI SONRASI
SUDAN'DA DURUM...
Sefer Turan .. 21.09.1998 .. Kanal 7
İLAÇ
FABRİKASI
20 Ağustos’ta, yani bundan tam bir ay önceydi..
Amerika, Sudan’ı bombaladı.. Sudan’daki hedef, Amerikalılara
göre kimyasal silah üreten bir fabrika, Sudanlılara göre ise Şifa adlı bir ilaç
fabrikasıydı..
Saldırı, başkent Hartum yakınlarındaki fabrikayı yerle bir
etti..
Saldırıdan bir ay sonra, Sudan’da, bombalanan fabrikadayız..
Yetkililerden aldığımız bilgilere göre fabrika, özel sektöre
ait.
33 milyon dolar maliyetle kurulan fabrikada batı teknolojisi
kullanıldı. Fabrikanın kuruluşunun uzun bir geçmişi yok..
Afrika’nın en büyük ilaç fabrikası olarak tasarlanan
fabrikanın Açılışı temmuz 1997 de Devlet başkanı ömer Beşir tarafından
yapıldı.
Fabrika zaman zaman açlık ve sel felaketleri yaşayan bölgede
gerekli ilaç üretimi için son derece önemliydi.
Fabrika faaliyete geçtikten sonra burada her türlü ilaç
üretildi. Yetkililerin yaptıkları açıklamalara göre burası sudan’ın ilaç
ihtiyacının büyük bir kısmını karşılıyordu.
Sağlık Bakanı bu durumu şöyle açıkladı: “Bu fabrika sudan
halkının toplam ilaç ihtiyacının % 50 sini karşılıyordu. Burada hem beşeri hem de
veteriner ilaçları üretilirdi. Özellikle de çocuklar için ilaç üretilirdi.
Dolayısıyla Amerikanın bu saldırısı çocuklara ve hastalara yönelik bir
saldırıdır”
Evet.. Saatte 500 bin kapsül ilaç üreten Afrikanın bu en
büyük ilaç fabrikası saldırıdan sonra işte bu hale geldi.
.....
Sudan halkı daha Amerikan saldırısının şokunu
üzerinden atamadan, bu kez yeni bir felaketle sarsıldı.
Ülkeye hayat veren Nil suları taşınca ülkede hayat bir anda
felç oldu..
Özellikle ülkenin kuzeyinde hayat tamamen dururken Başkent
Hartum’da halk perişan oldu..
Ve ilginç görüntüler..
Topraktan yapılmış evler, nil suları altında tamamen eridi..
Evsiz kalan Sudanlılar’ı, sokaklarda son derece zor koşullar
bekliyor..
Selle birlikte oluşan yeni durum, şimdi ülkede salgın
hastalıkları gündeme getiriyor..
özellikle bataklıklarda oluşan mikroplar Sudanlıların
hayatını ciddi anlamda tehdit ediyor..
sağlık bakanı
“ Amerikan saldırı arkasından şimdide sel felaketi
yaşıyoruz. Sel baskınları ardından genelde sıtma hazstalığı zuhur eder...
Dolayısıyla sıtma ilacına ihtiyacımız var. Halbuki Şifa fabrikası yıkılmasaydı
bizim sıtma ilacı ihtiyacımızı karşılardı. “
Dünyanın en fakir ülkelerinden sayılan Sudan’ın bu felaketin
altından kalkması çok zor. Ancak Amerikanın baskısıyla dünya ülkeleri de, bir kaç
küçük yardımı saymazsak, Sudan hükümetine tavır alarak yardım göndermiyorlar.
Evet... Sel felaketinin ardından, Sudan için şifa fabrikasının
anlamı çok daha açık bir şekilde ortaya çıktı.. Ve tabii politik tartışmaların,
bombalı saldırıların faturasını, halkın çektiği de Sudan’da bir kez daha
kanıtlanıyor..
Amerikan saldırısından önce Sudan’da
muhalefetin sert tavrı gittikçe tırmanıyordu. Mısır’ın başkenti Kahirede
toplanan Muhalefet liderleri Ömer Beşir yönetimine karşı mücadelede ısrarlı
olduklarını açıklamışlardı.
Bu arada Başkent Hartum’da küçük çapta da olsa yönetim
aleytarı gösteriler bile yapıldı. Ancak Amerikan saldırısı ile birlikte her şey
değişti.
Sudan’ın en güçlü adamı Parlemento başkanı Dr Hasan Turabi
Saldırı nın yerel ve uluslararası sonuçlarını şöyle açıklıyordu:
“maddi sonuçları açısından fabrika tamamen tahrip oldu...
İlaç ihtiyacımızın %50 sinin üretimi durdu. Bir kişi öldü bir kaç kişide
yaralandı.
Ama sizin, hakkınızda şer olarak kabul etiğiniz bir şey, sizin
için hayırlı olabilir... Saldırının Sudan da doğurduğu sonuçlara baktığımız
zaman şunu görürüz: Sudüan halkı bütün kesitleriyle tepkisini ortaya koydu. Burada
Amerikaya öfkeden dahada önemli olan halkın ulusal birliğe sahip çıkmasıydı.
Sudan, bağımsızlığını kazandığından bu tarafa hiç bir zaman böylesine bir
ulusal birlik göstermemiştir”
Uluslararası sonuçlarına gelince dünya halkları ve medyası
bizim yanımızda yer aldı. Hatta Amerikanın bize karşıkışkırttığı ülkelerin
medyası bile... Esas kazancımız ise batı medyasının bile desteğini almamız oldu..
Bunlar buraya geldiler ve gördüler, farklı kanaetler taşıyarak ülkelerine
döndüler. yani kazancımız büyük oldu”
|