Halkın %87'si Müslüman olan Endonezya'da 300'den
fazla etnik grup yaşıyor.
1945'de bağımsızlığını kazanan ülkede 1965 yılında darbe
girişimi yaşandı.
Devlet başkanı Sukerno'yu devirmek isteyen komünist darbe
girişimi, General Soherto tarafından bastırıldı.
O tarihten itibaren de Soherto Endonezya'nın devlet başkanı
oldu. Soherto'nun iktidara gelişi kanlı oldu. Komünist olduğu için 250 bin insanı
öldürdüğü söylenir Soherto’nun.
Soherto ülkede, orduya dayalı bir yönetim kurdu. Anayasada,
orduya ayrıcalıklar tanındı. 500 sandalyeden oluşan parlementoda 75 sandalye orduya
tahsis edildi.
Yönetimde etkili olan bürokratların %50'si ordu kökenlilerden
oluştu. Devlet sektöründeki yaklaşık 3000 kadar genel müdürden 2000'i emekli
subaylardan seçildi.
Yönetimde askere tanılan ayrıcalıklar, özel sektörü de
etkiledi. İstatistiklere göre özel sektördeki asker kökenli yönetici sayısı,
sivillerle eşit. Böylece ülkede, asker ağırlıklı bir yapı egemen oldu.
Bu arada 1997 Temmuzu'nda Asya'yı etkisine alan finansal kriz,
Endonezya'yı da vurdu. Endonezya parası Rupi, hızla değer kaybetti.
Kriz ardından geçtiğimiz ocak ayında IMF ile masaya oturdu
Endonezya. IMF, Endonezya'ya acı reçete sundu. Gıda fiatları aniden fırladı. Bunun
üzerine halk sokaklara döküldü. Ocak ve Şubat aylarındaki gösterilerde 5 kişi
öldü.
10 Mart 1998'de Soherto 7. kez devlet başkanlığına getirildi ve
ekonomik kriz nedeniyle halkı, kemer sıkmaya çağırdı.
Bu arada kabine değişikliğine gitti. Yeni kabinede, büyük
kızı ve aile yakınlarına yer verdi. Ayrıca üç generali de bakanlığa getirdi.
Kısaca Soherto, ülkenin ekonomisini, kendi yakınlarına teslim
etti.
16 Nisan'da Soherto'yu istemeyen binlerce öğrenci sokağa
döküldü.
4 Mayıs'ta petrol fiatlarına yapılan % 71 lik bir zam, bardağı
taşıran son damla oldu.
Başkent Cakarta bir anda savaş alanına çevrildi ve yağmalar
başladı.
Olayların bu şekilde hızlı biçimde tırmanışı,
Soherto’nun sonunun geldiğini gösteriyordu.
Bir anda gözler ordunun takınacağı tavra çevrildi. Zira
ülkenin kaderini belirleyecek güç ordunun elindeydi.
Öğrenciler sokaktaydı ancak örgütlü olmadıkları için
ülkenin geleceğini belirleyecek güçte değillerdi.
Siyasi partilere gelince...Ülkedeki kötü gidişata, hiç bir
siyasi parti öğrenciler kadar tepki gösterememişti.
Aslında Endonezya'nın çıkmazı da burada yatıyordu: Ordunun
yönetimdeki ağırlığı ve sivil iradenin güçsüzlüğü.
İşte bu denklemde Soherto istifa etti... Ancak yerine, aileden
biri olan Habibi devlet başkanı oldu. Endonezyada “teknoloji delisi” olarak bilinen
Habibi, Soherto’nun yakın ve kadim dostu.