SOLUK |
Kargıları kalbimizi yakardı şehrin Zaman başımıza çorap örerdi Ateş salardı evimize ihanet Anam inci inci yaşlar dökerdi Ben kitaplardan çalardım düşlerimi Resimlerden yaşanacak köyler seçerdim Ruhum harap evlerden mısra çekerdi Yüreğimden geçen nehir fıratla birleşince Fırat yerimize çile çekerdi. Geceleri hep kirpiler geçerdi sokağımdan Su boyunca kurbağalar öterdi Gakkoşlar kafaları çekerdi Eşkiyalar gakkoşlara söverdi Erbain'e giderdi dilim Ve gönlümden Dersim Bir de Ahmed Arif geçerdi Her şair şiirini senin için söylerdi Fıratın her damlası dizelere doyardı Koca nehir yüreğimden geçerdi Fırat yerimize çile çekerdi. Gide gide Harput'a giderdi ayağım Yüreğim bula bula Harput'u bulurdu Göçmen kuşlar saçlarımı tarardı Kelebekler gözlerime dolardı Benim soldurmadığım çiçekler Gece gece düşlerimi bölerdi Irmaklar geçe geçe yüreğimden geçerdi Yerimiz belli olsun diye, ayrıldığımız zaman Fırat yerimize çile çekerdi. Esirgenmek istemezdim o çelebi rindlerce Kokuşmuş hiçbir nehir geçmezdi yüreğimden Sonsuz bir enstrüman olurdu, çatırdardı belkemiğim Yere düşen her terim birer nota olurdu Heyyamola, heyyamola İşlerken toprağı ellerim, türküler söylenirdi Kırkikindiler arasında şerholurdu ahvalim Ve sesinden, senin sesinden Mutlar dağıtılırdı çocuklara Gözlerinden fırata destanlar seğirtirdi Fırat yerimize çile çekerdi. Biz giderdik Varsın kurşunlar arkamızdan gelsindi Aydınlatacaksa "ya isyan!" aydınlatsındı yüzümüzü "ya mavzer!" Pek sevimli sayılmazdı zaten yüzümüz Zulmü süzdüğümüzde Göğsümün çehresinden kalmıyordu asilik Göğün göğsüne döndüğümüzde Ki ben giderdim Ay tutulur, yıldız kayardı ardımdan Gözleri yarin, mavimsi bir sertlikle hıçkırırdı Ben giderdim baharın ve bereketin ülkesine Giderdi yarin gözleri Taşmasın diye yatağından sabır Bir gayya kuyusuna düşmesin diye umut Ayaklanıp gelsin diye gökyüzünde bulutlar Fırat yerimize çile çekerdi. |