2000 yılının
sonlarında Yöneliş Yayınları tarafından basılan Muhammed Hüseyin HEYKEL’in “Hz
Muhammed’in Hayatı” adlı kitabından bahsetmek istiyorum.
1880’lü yılların
sonunda Mısır’da dünyaya gelen M. Hüseyin HEYKEL bu kitabı kapsamlı bir
çalışmanın sonunda 1935’te kaleme almış. İki ciltten oluşan kitabın başında
uzunca bir giriş bölümü mevcut. Bu bölümde yazar kitabı yazarken takip ettiği
metodunun yanında yazıldığı dönemde aldığı eleştirilere ve onlara verdiği
cevaplara değiniyor.
Öğrenim ve öğretim
hayatının büyük bir bölümünü Avrupa’da geçiren yazar zaman zaman kitabın
anlatımını kesip bahsettiği konu üzerinde müsteşriklerin iddialarına yer vererek
onlara cevaplar arıyor.
Kitabın çok üzerinde
durduğu bir konu ise yazılış yöntemi. Kitap Hz. Muhammed’in hayatını bilimsel bir
yöntemle ele almaya çalıştığından bahsediyor yazar.
“Bu kitapta salt
bilimsel gerçeği bulmak amacıyla bilimsel araştırmayı esas alan bir yöntemi
uyguladım. Müslüman olsun Müslüman olmasın herkesin okuyabileceği bir eser
olmasını istedim. Bütün okuyucuların bu bilimsel gerçeği kabul edeceklerini
umuyorum.”
“Ben, bu araştırmayı
çağdaş bilimsel bir yöntemle yürütüyorum ve elde ettiğim verileri modern bir ifade
tarzuyla yazıya geçiriyorum. Böyle yapıyorum çünkü, çağdaş insanın nazarında,
tarihin ve diğer bilim ve sanat dallarının yazımında esas alınması gereken en
elverişli yöntem, en uygun araç budur.”
Hz. Peygamberin hayatını
yukarıda bahsettiği bir yöntemle ele almaya çalışan yazar genelde mucizesi olmayan
bir peygamber portresi çiziyor. Aldığı her kararı düşünüp taşınan ve alacağı
kararlarda çok titiz davranan bir Hz. Muhammed görüyoruz kitapta. Klasik diye tabir
edebileceğimiz siyer kitaplarından tek farkı içinde hemen hemen hiç mucizelere yer
verilmemiş olması.
Ancak Hz. Muhammed’in
hayatından mucizeleri temizlemenin adına bilimsel yöntem denmiş olması ve Hz.
Muhammed’in hayatının bilimsel bir yöntemle anlatma kaygısı galiba yazarın bu
kitabı yazdığı yıllardaki bilimselliğin çok revaçta olması ile açıklanabilir.
Şu an Hz. Peygamberin hayatını ve hadisleri Kur’an'ı referans alarak okumaya
çalışan her insan Hz. Muhammed’in yaşamının her anını olağanüstülükler
göstererek geçirmediğini görecektir. Ama bu durumun bilimsellikle açıklanmaya
çalışılması ne kadar doğrudur bilemiyorum. Bilimsel teorilerin yıkılıp yerine
yenilerinin konduğu, bilimsel yöntem denen yöntemin üzerinde ciddi tartışmaların
yürütüldüğü bu dönemde Hz. Muhammed’in hayatının bilimsel bir yöntemle ele
alma iddiası insanın kulağını tırmalamakta. Bu yöntemle ele alınan Hz.
Muhammed’in hayatı ileride olası bir bilimsel yöntem değişikliği ile nasıl bir
hal alacağı önemli bir sorun teşkil etmekte. O nedenle Hz. Muhammed’in hayatını
ele alırken tek referans noktası Kur’an ve Sünnet olmalıdır kanısındayım.
Hangi müslüman Allah
Resulünün yaşadığı dönemde onun yanı başında bir hayat geçirmeyi istemez ki?
Onun yüzünü görüp onun nasihatlarini dinlemek hangimizin hayallerini süslemez ki?
Kafamız karıştığında “Ya Resulullah bana yardım et!” diye kapısına koşmayı,
ona “salat etmeyi” kim istemez ki? Ancak bu maalesef pek mümkün değil. (Allah’ın
hidayetiyle inşaallah şimdilik) Fakat gene de tüm müslümanların en büyük isteği
onu doğru anlayabilmek. Allah inşaallah bizi onu dolayısıyla İslam’ı doğru
anlayanlardan eylesin. Amin.