IslâmDünyası
Doç. Dr. Ramazan ÖZEY
 ALTINOLUK Dergisi
Aralik 1997
 

Ortadoğu’da Petrolün Ortaya Çıkardığı Bir Devlet

KATAR

Katar Neresidir?

Resmi adi Katar Devleti ( Devlet-ül Katar) olan bu ülke, Basra körfezinde, kuzeye dogru uzanan bir yarimada üzerinde yer alir. Yarimadanin batisi, kuzeyi ve dogusu Basra körfezi ile çevrilidir. Güneyden ise Suudi Arabistan ve Birlesik Arap Emirlikleri ile sinirlidir. Yüzölçümü 11.427 km2.dir.

Ülkenin resmi dini Islâm, dili Arapça ve para birimi Katar Riyali(QR)’dir.

Tarihi Gelisim

Katar’in tarihçesi, Ortadogu tarihi kadar eskidir. Yarimadanin ilk sakinlerini, usta birer gemici olan Kananitler olarak bilinir. 628 yilinda Islamiyeti kabul eden Kananitler, denizcilikten sagladiklari gelirlerle zengin ve lüks bir hayat sürmekteydiler. Bu sebeple, Emeviler ile aralari açildi ve bagimsiz bir yönetim kurdular. Ülkeye adini veren Katari Ibn el Fucaa, bir hariciydi. Onun yerine geçen Ali bin Muhammed, sistemli bir ordu kurarak, hakimiyet alanini Bahreyn ve Katar yarimadasinin disina kadar genisletti. Abbasi döneminde (869) , Katar topraklari yeniden fethedildi.

Abbasi yönetimi altindayken, Ebu Said el-Cannabi bölge topraklari üzerinde Karmati mezhebini kurdu ve bu mezhebi daha sonra Ebu Tahir Süleyman bütün körfez bölgesine ve Güney Arabistan’a kadar genis bölgeye yaydi ve bölgede zulüm ve baski düzeni kurdular. 1076 yillarinda, Körfez bölgesi ve Güney Arabistan halki ayaklanarak, zulüm ve baskidan kurtuldular. Bundan sonra Karmatiler kendi bölgelerine yani Katar ve çevresine çekildiler.

1520 yillarinda Katar kiyilarina Portekizliler geldiyse de pek fazla tutunamadilar. 16 yüzyilda, Arap yarimadasi ile birlikte katar, Osmanli hakimiyetine girdi. Arabistan’da Vahhabi mezhebinin ortaya çikisi ve hizla yayilisi ile birlikte Katar Vahhabilerin eline geçti. 19.yüzyil ortalarina kadar, bölge topraklari, Osmanli, Iran Safevileri ve Kaçarlar arasinda sik sik el degistirdi. Ingiliz nüfuzunun hissedildigi yillarda, Katar yeniden Osmanli hakimiyetine girdi (1870). Ancak Katar seyhleri, Ingilizlerle isbirligi yaparak, Osmanli güçlerini yendi. Katar seyhligi, 1916 Antlasmasiyla, savunma ve disisleri bakimindan Ingiltere’nin egemenligine girdi.

1939 yilinda ülke topraklari üzerinde zengin petrol rezervleri bulundu ve 1949 yilinda ticari olarak petrol ihraç edilmeye baslandi. Petrolün bulunusuyla birlikte, ekonomik yönden Ingiliz nüfuzu iyice artti. 1970’te Ingiltere’nin Körfez’den çekilmesiyle birlikte, 1 Eylül 1971’de Ülke, bagimsizligina kavustu ve Arap Birligi ile Birlesmis Milletler’e üye oldu. 22 Subat 1972’de Emir Ahmet’in yerine Seyh Hamad bin Halife et-Thani iktidari ele geçirdi. Emir ve Basbakanlik görevlerini üstlenen Et-Thani, 1995 yilinda bütün yetkilerini oglu Emir et-Thani’ye devretti.

Katar, Islâm hukukuna dayali mesruti monarsi ile yönetilmektedir. Bakanlar kurulu üyelerinin çogunlugunu Et-Thani ailesinin fertleri olusturur. Bakanlar kuruluna, “Es-Sura” adi verilen ve toprak sahiplerini, çiftçileri ve is adamlarini temsil eden 30 üyeli bir Danisma Meclisi yardim eder.

Dogal Sartlarin Etkisi

Ülkenin yeryüzü sekilleri genelde engebesiz düz arazilerdir. Orta bölümde hafifçe yükselir. Hafifçe yüksek olan bu platolarin yapisi kireçtasi olup, yükseltisi 100 m. dolayindadir. Yaklasik 60 km. uzunlugunda ve 8 km. genisliginde yer alan yayla görünümlü bu yükseltilerin adi, Cebel Duhan’dir. Ülkenin petrol kuyularinin çogu burada yer alir. Güneydeki topraklarin büyük bölümünü rüzgârlarin getirdigi kumlar örter. Güneydoguda da çok sayida kumul vardir. Ülkenin geri kalan bölümü çogunlukla tuzlu çukurluklar, kumul çölleri ve kiraç ovalardan olusur. Katar’a ait çok sayida ada ve mercan resifi vardir.

Ülkenin büyük bir bölümü çöllerle kaplidir. Çöllerde 150’yi askin bitki türü yetismektedir. Bunlarin çogu yaz yagmurlariyla birlikte kisa süreli yeseren ve çiçek açan bitkilerdir.

Katar’da önemli bir akarsuyu yoktur. Yeralti sulari çok zengin mineral içerirler. Bu nedenle içmeye elverisli degildirler.

Katar’in Nüfusu Ne Kadar?

Katar’in nüfusu 1975’de 180.000, 1980’de 229.000 kisi kadardi. Bu nüfus, 1990’da 301.000, 1991’de 518.000’e ulasmistir. Nüfus yogunlugu km2.ye 50 kisi düser. Nüfusun % 80’inden fazlasi, dogu kiyisindaki baskent Doha ve yakin çevresinde yasar.

1991 yili sayimlarina göre toplam nüfusun 329.000’ini erkek, 189.000’ini kadin nüfus olusturur. Erkek nüfusun fazlaliginin nedeni, Bahreyn’de oldugu gibi, Katar’in nüfus yas piramidinde de açikça ortaya çikar. Ülkedeki mevsimlik isçi sayisi oldukça fazladir. Yillik % 5,3’lük bir nüfus artisi ile, ülke nüfusunun 13 yil gibi kisa bir sürede ikiye katlanacagi hesap edilmekteydi. Oysa Körfez Krizi dolayisiyla, ülkeye olan göçler nispeten azalmis ve ülkeden geri dönüsler olmustur. Böylece nüfus artis hizi düsmüstür. Katar’in nüfusu 1993’de 574.000 1995’de 534.000 kadar oldugu hesaplanmistir. ulasti. Ülkenin gelecekteki nüfusu, 2010’da 660.000’e, 2020’de ise 735.000’e ulasacaktir.

Nüfusun yarisini Filistinli mülteciler teskil eder. Yerli Katarlilarin sayisi yalnizca 50.000 dolayindadir. Toplam nüfusun % 40’ini Araplar, % 18’ini Pakistanlilar, % 18’ini Hintliler, % 10’unu Iranlilar ve geri kalanini diger milletler olusturur. Toplam nüfusun % 95’i Müslümandir.

Sosyal refahin yüksek olmasindan ötürü, yasama standartlari yüksektir. Ortalama ömür erkeklerde 70, kadinlarda 75 yastir.

Katar’in Sehirleri

Sehirsel nüfus orani % 89’dur. Bu küçük bagimsiz Arap ülkesinin baskenti Doha (Ed-Davha)’dir. Ülke nüfusunun yarisinin yasadigi baskent Doha (Ed-Davha), daha önceleri küçük bir balikçi köyü idi. 1940’larda petrolün bulunmasiyla, zamanla geliserek büyük bir kent merkezi olmustur. Bugün Doha, gökdelenleri, lüks otelleri, spor ve eglence merkezleri, banka binalari, park ve bahçeleri ile Arap dünyasinin en rahat ve en iyi planlanmis sehirlerinden biridir. Nüfusu 236.000’i asmistir.

Katar’in bati kiyisinda Zikrit, dogu kiyisinda Umm-Said (Musayid) liman kentleri gelismistir. Sig, fakat elverisli olan Zikrit limani, Bahreyn’den ithal edilen mallarin bosaltildigi önemli ithalat limanidir. Umm-Said ise, kiyilarinin derin olmasi dolayisiyla, deniz tankerlerinin ve sileplerin girip çikmasina müsaittir. Böylece Umm-Said limani, önemli petrol ihraç limanidir. Nüfusun ikinci yogun oldugu merkez, Doha’nin 54 km. kuzeyindeki El-Hureys’dir.

Katar’in Zenginlik Kaynaklari

Petrolde çalismayanlarin büyük kismi, balikçilikla ugrasir. Ülke, balikçilik, tarim ve hayvanciliktan da gelir saglar. Toplam isgücünün ancak % 2’si tarimda çalisir. Genellikle çorak bir ülke sayilan Katar, 1970’lerden sonra önemli gelismeler kaydetmistir. Sebze üretimi, ülke ihtiyacini karsiladigi gibi, bir miktarini da ihraç etmektedir. Katarli zenginlerin sahibi oldugu çiftliklerde, daha ziyade Filistinli göçmenler çalisirlar. Toplam tarimsal gelirin % 25’ini sebze üretimi, % 20’sini hayvan yemi, % 12’sini süt ürünleri teskil eder.

Yeralti suyu bakimindan zengindir ancak çok miktarda mineral ve tuz içerdiginden, tarimda ve içme suyu olarak kullanilamaz Son yillarda kurulan tesislerle, deniz suyu aritilarak tarim ve içme suyu ihtiyaci karsilanmaya çalisilmaktadir. Ayrica Doha’nin güneyinde, bir de atik su temizleme istasyonu kurulmustur. Bu istasyonun arittigi sular, yeniden kullanilmaktadir.

Katar’in temel ekonomisini petrol ve dogal gaz olusturur. Milli gelirin % 90’indan fazlasi petrolden saglanir. 1930’da bulunan petrol, 1949’a kadar ticari bir deger tasimamistir. Ülkede baslangiçta Katar Petrol Sirketi (QPC) adiyla bir petrol sirketi vardi. Bu sirket BP, CFP, Shell, Exxon, Mobil gibi dev petrol sirketlerinin ortakligi ile kurulmustur. Daha sonra bir tane daha Devlet Petrol Acentasi kuruldu. 1975 yilinda hükümet tüm petrol sirketlerini millilestirdi ve iki sirket 1980 yilinda Katar Genel Petrol Anonim Sirketi (QGPC) adiyla birlesti. Bu sirket, ülkenin tüm petrollerini çikarmaya, isletmeye ve ihraç etmeye yetkilidir. Petrolün az bir kismi ülkedeki petro-kimya tesislerinde islenir. Ancak büyük bir kismi ise ihraç edilir. Katar, dünya petrol üretiminin % 0,6’sini, OPEC’e bagli ülkelerin toplam petrol üretiminin % 2’sini karsilar. Bununla birlikte, Katar’in petrol rezervleri sinirlidir. 1993 yili verilerine göre ülkenin petrol rezervi 3,7 milyar varil, dogal gaz rezervi 4,6 trilyon m3.olarak belirlenmistir. 1992 yilinda, 167 milyon varil petrol, 9 milyar m3.dogal gaz üretimi gerçeklesmistir. Ülkenin petrol rezervinin tükenme süresi 26 yil olarak belirlenmistir. Bu sebeple, gelecek için bütün umutlar, zengin rezervler içeren dogal gaza baglanmistir. Dogal gaz rezervleri, Doha petrol yataklari bölgesinde ve kuzeybati Doma’da bulunmaktadir.

Katar’in baskenti olan Doha yakinlarinda petrol yataklari isletilmeye basladiktan sonra, 1940’lardan itibaren özellikle petro-kimya sanayiinde gelismeler kaydedilmistir. 1975’de kurulan gübre fabrikasi, iki yil sonra hizmete girmistir. Ayni yillarda 400 bin ton/yil kapasiteli bir çelik fabrikasi isletmeye açilmistir. Çelik üretiminin % 30’u iç tüketime ayrilmakta, geri kalani ise Suudi Arabistan ve B.A.E’ ye ihraç edilmektedir. En önemli sanayi bölgesi Umm-Said’dir. Umm-Said’de, iki petrol rafinerisi, çelik fabrikasi, petro-kimya tesisleri ve bir adet un fabrikasi bulunmaktadir.

Katar’in milli geliri hayli yüksektir. Toplam gayri safi milli gelir 8,8 milyar dolar olup, kisi basina 17.500 dolar düsmektedir.

Ülkenin ihracati, ithalatinin iki katidir. Ihracatinin büyük bir bölümünü (%84’ünü) ham petrol olusturur. Ayrica çelik, balik ürünleri ve sebze ihraç eder. Buna karsilik islenmis gida ürünleri ve çesitli sanayi ürünleri satin alir. Ülkenin 1993 yili verilerine göre, toplam ihracati 3 milyar dolar, ithalati ise 1,8 milyar dolar olarak gerçeklesmistir. Ihracatta Japonya (%61), ithalatta ise Japonya (% 14) ve Ingiltere (% 12), A.B.D (% 12) önde gelir. Ihracatinin % 14,5’ini (447 milyon dolar), ithalatinin ise % 15,3’ünü (277 milyon dolar) diger Islâm Ülkeleri ile yapmistir.

Katar, geçmiste oldugu gibi bugün de, Basra Körfezi’nde jeopolitik ve jeostratejik açidan büyük öneme sahiptir. Geçmiste korsan kiyilari olarak bilinen Katar kiyilari, bugün ham petrol ve petrol ürünleri yükleme tesisleriyle doludur.

Bugünkü sosyal refahini tamamiyle sahip oldugu petrol ve dogal gaz rezervlerine borçlu olan Katar’i, bu kaynaklarin tükenisi ile birlikte büyük sikintilar beklemektedir. Bu zenginlik kaynaklari tükendiginde, ülkede yasayan toplam nüfusun % 90’i Katar topraklarini terk edecektir. Ve böylece, gelecekte Katar; geçmiste oldugu gibi, geçimini balikçilik ve göçebe hayvancilikla saglayan, 50.000 nüfuslu, küçük bir emirlik haline gelecektir. Bugünün modern petrol sehirleri, tarihi birer müzeye dönüsecektir. Bu sebepledir ki, Katar yöneticileri; gelecegi mutlaka görmek zorundadir. Aksi halde, hem kendilerinin ve hem de halkinin gelecek nesillerini büyük bir sefalete sürükleyeceklerdir.