İşkodrada bir kitap Bayramı - Arnavutluk |
Arnavutluk'ta, "Kur'ân-ı Kerîm Işığında Nebiler Silsilesi" Kitabı İçin Muhteşem Bir Tanıtım Toplantısı Düzenlendi. Rozafa Oteli'nin büyük salonu gencinden yaşlısına, erkeğinden kadınına, üniversite öğrencilerinden öğretmenlerine, esnafından cami cemaatına kadar her kesimden insanın katılımıyla son sandalyesine kadar doluydu. Arnavutluk, müstesna bir merasime şahidlik ediyordu. Bu, bir kitap için yapılan gala idi. Muhterem Osman Nûri Topbaş Bey'in "Nebiler Silsilesi" kitabının tanıtım toplantısı... İstanbul Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'nin desteğiyle İşkodra Müftülüğü, İşkodra "Haci Şeh Şamia" Medresesi ile Arnavut Aydınları Derneği "Kultura İslame" tarafından tertiplenen bu toplantıya, Diyanet İşleri Başkanı Sabri Koçi, Tiran Müftüsü Selim Stafa, Genel Sekreter Salih Tivari, İşkodra Belediye Başkanı Ormir Rusi, Belediye Meclisi Başkan Yardımcısı Cemal Skyau ile eğitim müesseseleri ve kültür dernek temsilcileri katılıyorlardı. İşkodra'da bayram havası içinde bir tarih yazılıyordu. Program İşkodra Hz. Ebu Bekir Büyük Camii'nin imamı Ndriçim Ef. Süleymani'nin Kur'ân-ı Kerîm okumasıyla başladı. Açılış konuşmasını medrese müdürü Hikmet Bektaşi yaptı ve şunları söyledi: "Kur'ân ışığında 28 peygamberin anlatıldığı bu kitap peygamberler tarihinin Hz. Muhammed (s.a.v.) ile nasıl kemâle erdiğini anlatıyor. İslâm kültürü ve kültürümüze büyük katkıları olan Nebiler Silsilesi, vatandaşlarımız tarafından sevgi ile karşılandı ve herkes kıymetli ve bereketli bir hediye olarak telakki etti." Medrese müdür yardımcısı İdmir Plaku, "İslâm bütün peygamberlere gönderilmiş bir dindir" başlığına oturttuğu konuşmasını diğer peygamberlerle ilgili âyetlerle Kur'ân'dan delillendirdi. Nebiler Silsilesi'nin bütün peygamberlerin hayatını özetlediğini ve bizim için asrımızda İslâm maneviyat ve ruhaniyetinin yeniden dönüşü olduğunu söyledi. Arnavutluk'ta "Halkın Öğretmeni" ünvanını taşıyan Faik Luli Bey ise konuşmasında Nebiler Silsilesi'nin genel bir değerlendirmesini yaptı. Eserin ahlâkî terbiye, eğitim ve tarihî malumat açısından ortaya koyduklarını sıralayarak şunları söyledi: "Kitabın bana öğrettikleri şunlardır: Ferdî ve ictimâî hayatta imanın gerekliliği ve İslâm'ın gerçekliği... İman şartlarının kabûlü... İslâm'ın şartlarının uygulanması... Kur'ân-ı Kerîm'i anlamak için gayret sarfetmek ve peygamberlerden ders alarak, insanlara görevini ve mesuliyeti hatırlatmak... Tarihî hâdiselerden sebep-sonuç ilişkisi çıkarmak... Peygamberlerin misyonu ve Allah'ın insandan bekledikleri... Tarihte insan topluluklarının hangi inançlara sahip olabildikleri... Fitne, cehâlet, yalan, dolan, dinsizlik, inkârdan sakınmak ve bunlarla meşgul olanların âkıbetleri... Bütün bunlardan sonra iyiliği kötülükten, gerçeği yalandan, güzelliği çirkinlikten, helâlı haramdan, dürüstlüğü münafıklıktan, sevgiyi kinden, birliği parçalanmaktan, ilmi cehalet karanlığından, barışı savaştan ayırtedebilmek için kitabı her yaştan ve her seviyeden insana tavsiye ediyorum." Arnavutluğun meşhur alimlerinden biri olan İslâm Dizdârî, Allah'ın eşref-i mahlûkat olarak yarattığı insan konusunu ve önemini anlattı. İşkodra Kız Medresesi öğretmenlerinden Zamira Puka Nebiler Silsilesi'nde hanımların şahsiyeti ve önemi konusunda güzel bir konuşma yaptı. Nebiler Silsilesi'ne toplum olarak ihtiyacımızı ise en müşahhas şekilde Erkek Medresesi öğretmenlerinden Muhammed Sutari şöyle ifâdelendirdi: "Kelime-i Şehâdeti annemden öğrenmiştim. İlk öğretmenim de ömrünü İslâmı yaşama kaygısıyla geçiren dedemdi. Onun bir arkadaşı, ondan "Peygamberlerin Hayatı" kitabını okumak için almış bir daha da geri getirmemişti. Aman oğlum o kitabı bulmaya çalış. Peygamberlerin hayatından öğreneceğimiz çok şey var" derdi hep bana. O vefat etti. Ben ise bu derdi içimde taşıdım hep. Bugün o kitap, Nebiler Silsilesi olarak elime geldiği andaki duygularımı anlatamam sizlere. Dedemin emânetini yerine getirmeme vasıta olan Osman Nuri Topbaş Bey'e teşekkür ederim. Gençliğimize, insanlığın öğretmenleri peygamberlerin vereceği çok şeyler var. Kitapta dikkat etmemiz gereken bir husus da yazarın, diğer kitaplarda görmediğim bir şekilde insanın iç dünyasına hitap etmesidir." İşkodra Belediye Başkanı Ormir Rusi ve Fezi Zaganyori selamlama konuşmaları yaptılar. Son selamlama konuşmasını Hacı Hafız Sabri Koçi Bey yaptı. Komünist dönemde 22 yılını hücrede geçiren, hafızlığını unutmamak için ezberindeki Kur'ân sayfalarını hücre duvarlarına okuyan Sabri Koçi tahmin ederim salonda bu toplantının önemini en iyi şekilde anlayan kişiydi. Medreselerimizde yapılan eğitimlerden övgüyle sözettiler. Müellif Osman Bey ise selam ve teşekkür konuşmasında vakur bir tebliğci ve asil bir Osmanlı torunu olarak şunları söyledi: "Nebiler Silsilesi" adlı esere gösterilen yakın alâka ve teveccühlerinize samîmî teşekkür ve muhabbetlerimi arz ederim. Bizleri Nebilerin sohbetinde birleştiren Hakk'a şükürler olsun! Ancak esere gösterilen bu teveccüh ve alâka, hiç şüphesiz hakîkatte, bizim, sizin ve hepimizin gönüllerini güzel hâlleriyle yoğuran enbiyâ -aleyhimüsselam- hazarâtına âittir. Nitekim, benim gönlümü sevindiren husus da asıl bu gerçektir. Yâni dedelerimizin 450 yıl müşterek yaşadığı, aynı duygu ve heyecanı paylaştığı müslüman Arnavut kardeşlerimizle bugün de aynı ulvî îmân, heyecan ve duyguları paylaşmanın sevinç ve sürûru içindeyim. İfade etmeliyim ki, 620 senelik Osmanlı İmparatorluğu'nun padişahtan sonra birinci derecede âmiri durumundaki 80 sadrazamdan 33'ünün sizlerin arasından çıkması, Çanakkale'de yedi düvele karşı ecdâdımıza verdiğiniz destek, daha sonra da bizlere Mehmed Âkif gibi kadr-i âlî bir istiklâl şâirini hediye etmeniz, aramızdaki kardeşlik bağlarının ve vefânın ne büyük, ne muazzam ve değerli olduğunun bir tezahürüdür. Aramızda bu güzel duyguları tesis eden ulvî temeller ise, Cenâb-ı Hakk'ın yüce lütfu, ihsânıdır. Bu lütuftan biri de, bugün burada toplanmamıza vesile olan peygamberlerin bütün insanlığa nümune olacak müstesnâ ve güzel hayatlarının bizlere şaşmaz kılavuzlar olmasıdır. Rabbimiz, Kur'ân-ı Kerîm'deki ibret ve sırlar dolu peygamberlerin hayatlarından in'ıkasla sabır, şükür, tevekkül, teslimiyyet, merhamet, şefkat, tevâzû ve diğergamlıktan hisse alıp, bizlere hakîkî bir kulluğu yaşamayı nasib eylesin!.. Âmin!.." Nebiler Silsilesi tanıtım programı 2.5 saat sürdü. Kitap üzerine yapılan değerlendirmelerden anlaşılıyordu ki kitap, çok iyi bir şekilde hazmedilip üzerinde tahliller yapılmıştı. Arnavut müslümanlarına peygamberler dünyasından geniş ufuklar takdim edilmişti. Tanıtım faaliyeti, yerel medyada da yankı uyandırdı. İşkodra Radyosu, İşkodra TV1, Antena Nord TV'de özel programlar yapıldı. Yıllar sonra yaşadığımız bu gece, İşkodralıların yüreklerinde güzel bir hatıra olarak kalacaktır. Bize, bu gecenin yaşatılmasında katkısı bulunan herkese Arnavutluk'tan teşekkürlerimizi arzediyoruz. Arnavutluk 3 milyon 300 bin nüfuslu bir ülke. Halkın % 70'i müslüman. Geriye kalan % 30'un önemli bir kısmı Hıristiyan, bir kısmı da ateistlerden oluşuyor. 1990 yılına kadar 45 yıl Enver Hoca yönetimindeki sosyalist idare altında kaldı. Bu dönem, Arnavut müslümanları açısından zor bir dönem oldu. Komünist idarenin tahakkümü altında, dini inanç ve yaşayışları yasaklandı. Yeni nesiller dinsiz olarak yetiştirilmeye çalışıldı. 2 bin cami ve mescid, 100 civarında kilise yakılıp yıkıldı. Sadece başşehir Tiran'daki Ethem Bey Camii ile Jirakostra'daki bir camii bırakıldı. Bunlar da dinsizlik propagandası için müze olarak kullanıldı. Halkının ahlâk yapısı ve alışkanlık yönüyle birbirlerine benzemeleri, kendilerini korudu. Komünist idareden önceki % 80 oranındaki müslümanlık, yoğun beyin yıkama faaliyetlerine karşılık ancak % 10 geriledi. 1990 yılından beri müslüman Arnavutlar inançlarını ifâde ve din eğitimi noktasında kısmî bir özgürlük ortamına kavuştular. Şu anda Arnavutluk'ta dînî faaliyetler adına büyük bir coşku yaşanıyor. Osman Nuri Topbaş Bey'in Erkam Yayınları'ndan çıkan 4 ciltlik Kur'ân-ı Kerîm Işığında Nebiler Silsilesi kitabı, yine Erkam Yayınları tarafından Arnavutça'ya tercüme edilerek bastırıldı. Mayıs ayında İşkodra'da bu kitabın tanıtım gecesi vardı. Aşağıdaki mektupta, bu tanıtım gecesindeki heyecanı ve Arnavut müslümanlarının dedelerinin dinini öğrenmek için bir kitaba bile ne kadar hasret kaldıklarını göreceksiniz. 26/06/2002 - Faik Lulim (ALTINOLUK DERGISI INTERNET ©) |