İmam
Şa'bi (6-104 h.) |
1Ebu Ömer Amr bin Şercil bin Abdîzî Kibari
Eş-Şa'bi Haz- retleri tabiinin büyüklerinden olup müctehid-i mutlaktır. Gü- zel ve tatlı konuşan şanı yüce bir fakihdir. Hicretin 6, sene- sinde cihan sahasına teşrif edip, H.104 senesinde Kûfe'de an- sızın beka yurduna göçmüştür. Vaaz halkasında bulunmayı ve nasihat etmeyi çok severdi. Bir gün, vaaz esnasında Pey- gamber Efendimiz'in gazalarından birini naklederken meş- hur İbn-i Ömer (r.a.) hazretleri geçiyorlardı. Bu tatlı nakil kendilerine hoş gelmiş olacak ki bir müddet dinlemişlerdir. Hayatının parlak zamanı, Emevi Halifelerinden Abdül- melik'in asrına tesadüf etmektedir. Hatta o zamanlarda hü- kümdar ve ekabirin duymadıkları garip şiirleri ve işitmek- ten lezzet buldukları meseleleri Hz. Şa'bi, rivayet ederlerdi. Kendilerine bir gün dinî meselelerden bir sual sormuşlar, "Bilmem" diye buyurmuş. "Sen bu ka'dar alim olasın da nasıl bilmezsin?" dediklerinde o, "Melaike-i Kiram bile öyle demiş- lerdir. Ben bilmezsem ayıp mı?" diye buyurmuşlardır. Şa'bi Hazretlerine biri : "Ya fakih" diye hitap eyledi. Hz. Şa'bi : "Ben fakih ve alim değilim. Biz Ashab-ı Kiram'dan ve hadîs-i şeriflerden işittiklerimizi haber veriyoruz," de- miştir. "Fakih (fıkıh alimi), haramlardan çekinen; alim de gıyaben Allah'dan korkandır," buyurmuşlardır. Hikmetli kelâmın'dan birkaçı; * "Siz ulemanın fasıkı ile cühelanın abidinden kaçınız." * "Bir zamanlar insanların geçim-vasıtası dinleri idi, dinle- rini kaybettikten sonra mürüvvet geçim vasıtası oldu. Bu da gitti. Bir müddet de ahlâk ile geçirirlerken şimdi o da kay- boldu." * "Bir vakitler, ilmi akıllı olan ve kalp gözü açık olana öğ- retirlerdi, şimdi ilmin kadrini kıymetini bilmeyenlere öğre- tiyorlar." * "Siz din'de kıyasdan sakınınız, çünkü dinde kıyas dinde ol- mayan meseleleri çoğaltır." * "Kerem sahibi olanların muhabbetleri çabuk olup 'gazap- ları ise geç gelir. Cahillerin gazapları çabuk olup muhabbet- leri yavaş olur." * "Şa'bi Hazretleri ekseriya şu şiiri okurlardı : "Hilm (yumuşak huyluluk), rıza ve sevinç vaktinde değil, gazap halinde lâzımdır." yazan: Hilmizade İbrahim Rıfat-Akabe. |