* ŞİFALI BİTKİLER-Bitkilerle Tedavinin Tarihçesi-2
     Dr. Adil ASIMGİL

Bitkiler_Ana Menü        


Ebu Reyhan Birunî

     973'te Türkmenistan'da doğmuş-
tur. Uzun süre Afganistan'da daha
sonra Gazneli Mahmut'un Hindistan'ı
zaptetmesi ile Hindistan'da bulunmuş-
tur. Çeşitli dallarda 100'den fazla eseri
olan Biruni, Kitab as-saydala fit-tıp
isimli kitabında 200 civarında bitkisel
ilaçtan bahsetmektedir. Bu eserin el
yazması bir nüshası Bursa'da Orhan
Gazi Kütüphanesi'ndedir. Biruni
1051'de Gazne'de vefat etmiştir.


İbn-i Sina

     Filozof, doktor ve diğer bazı müs-
bet ilimlerde de söz sahibi çok ünlü bir
bilim adamıdır. Avrupa'da Avicenna
ismi ile tanınmaktadır. 980'de Buha-
ra'da doğmuştur. Babası Samani hü-
kümdarlığına katip olan İbn-i Sina ön-
ce babasından, sonra devrin tanınmış
bitki_ibnisina.jpg (3212 bytes)
alimlerinden Natılî'den, İsmail Zahid'den dersler almış, ayrıca mantık, tıp, tabiat, dini ilimlerden fıkıh, sarf, nahiv dallarında çalışmalar yapmıştır. Çok zeki olması ve öğrenme isteğiyle genç yaşta ün yapan İbn-i Sina 17 ya-
şındayken Buhara prensini tehlikeli bir hastalıktan kurtararak sarayın
zengin kütüphanesine girme şansını
elde etmiştir. Bundan sonra Samanî
Devleti'nin yıkılmasıyla, siyasî karga-
şalar sebebiyle bir süre dolaşan İbn-i
Sina, Ebu Muhammed Şirazî'nin des-
teğiyle Cürcan'da kalmış ve 100'e ya-
kın eserinden biri olan Tıp Kanunu ki-
tabını burada yazmıştır. İbn-i Sina
1037'de Hamedan'da vefat etmiştir.
Tıp Kanunu kitabında 800 kadar
bitkisel ve hayvansal ilaçtan bahsedil-
miş, hazırlanmış ve kullanılışları açık
lanmıştır. Bu kitap 1650'li yılara kadar
tıpta standart referans kitabı olmuştur.

AI Gafikî

     Cardobâ da doğmuş ve İspanya'da
vefat etmiştir. Devrinin en önemli ec-
zacısıdır. Bitkisel ilaçları anlatan çok
geniş bir eser kaleme almıştır.

İbn Baytar

     1197'de İspanya'nın Malaga şeh-
rinde doğmuş ve Şam'da vefat etmiş
olan bir arap hekimidir. Kendi ismiyle
yazdığı tedavi hakkıdaki Baytarname
isimli eseri çok meşhurdur. Bu eserde
150'den fazla yazarın ismi geçmekte-
dir. Bu eser sonraki İslâm alimleri ta-
rafından temel başvuru kitabı olarak
kullanılmıştır. İbn Baytar Anadolu'yu
da gezmiş olduğu için buradaki tıbbi
bitkilerden de bahsetmiş ve bu sebep-
le de Osmanlı tıbbına büyük faydaları
olmuştur.

Davud Al-Antakî

     Antakya'da doğup, 1599'da Mek-
ke'de vefat eden hekim ve alimdir.
1700 civarında ilaçtan bahseden Tez-
kere-i Davud isimli bir eseri mevcuttur.
Bunlardan başka Selçuklu ve Os-
manlı uygarlıkları dönemlerinde de
ilaç yapımı şekilleri ve çeşitleri gelişti-
rilmiştir. Ayrıca eczahane ve hastaha-
ne gibi sağlık kurumlarına da önem
verilerek oluşturulmaya başlanmıştır.
200 yıl kadar süren Selçuklu uygarlığı-
nın bu kısa dönemde hemen tüm bü-
yük yerleşim merkezlerine sağlık kuru-
luşları oluşturması takdire şayandır.
Bunların en önemli örneği Kayseri'de-
ki Gevher Nesibe Sultan Darüşşifâ-
sıdır.

     Bu dönemlerde Avrupa'da İslâm
alimlerinin eserlerinden latinceye çev-
rilen kitaplar bitkisel tedavide kullanıl-
maktaydı. Bu durum Marco Polo ve di-
ğer kâşiflerin Çin'e ticaret yolunu aç-
masına, dolayısıyla bitki türlerinin tica-
retinin başlamasına kadar hiçbir deği-
şiklik olmadan sürmüştür. Bu olayla
birlikte Amerika kıtasının keşfi, yeni
bitki türlerinin tanınması ve yerli hal-
kında yardımıyla bitkisel tedavi bilgile-
rini genişletmiştir. Ardından matbaa-
nın icadıyla bitkilerle tedavi, en popü-
ler ve en çok satılan kitap haline gel-
miştir.

Bu dönemdeki meşhur Avrupalı
hekimlere bakacak olursak:

John Gerard (1545-1612): Cerrah
ve botanist olan John Gerard Lond-
ra'daki bahçesinde 1000'e yakın nor-
mal ve nadir bitki yetiştirmiş ve bunları
tedavide kullanmıştır. Bu konuda ken-
di tecrübelerini de içeren bir eser yaz-
mıştır.

John Parkinson (1567-1650): Ec-
zacı, doktor ve botanisttir. Londra -
Covent Garden'da buraya adını veren
mükemmel bir bahçeye sahipti ve tıbbi
bitkiler konusunda 2 eser yazdı.

Nicholas Culpeper (1616-1654):
Özellikle Londra'nın fakir semtlerinde
çalışan ve bitkilerin astrolojik özellikle-
rini öğrenmek suretiyle hangi hastalık-
lara iyi geldiğinin tayin edilebileceğini
iddia eden bir hekimdir.
Culpeper bu fikirleriyle zamanın
akademisi Royal College of Physici-
ans'deki meslekdaşlarını çok kızdır-
mışdır.

Yine bu dönemlerde Avrupa'da işa-
ret doktrini The Doctrine of Signatures
adı altında bir teori ortaya atılmıştır.
Buna göre bitkinin şekli, rengi veya
genel görünümü, tıbbi etkilerini işaret
ediyordu. Kalp şeklinde bir bitki kalp,
göze benzeyen görünüşteki başka bir
bitki ise göz hastalıklarına iyi geliyor-
du. Bu doktrinin Culpeper'inkine ben-
zerliği hemen göze çarpmaktadır.

Osmanlılarda Anadolu'da yönetimi
ele geçirdikten sonra hem eski sağlık
kurumlarını korumuş ve hem de yeni-
lerini inşa etmiştir. Ayrıca hekimlik ala-
nında da ilerlemeler kaydedilmiştir.
Fatih'in hocası Akşemseddin'in tıbbî
bitkilerle ilgilendiği ve hekimlik yaptığı
bilinmektedir. Osmanlılardan Geredeli
İshak, Müntahab-ı Şifayı Tıp adlı bir
eser yayınlamış ve bu eserinde yine
tıbbî bitkilerden bahsetmiştir.
İstanbul'un fethinden sonra Fatih
külliyesine ilk darüşşifa kurulmuş, ar-
dından da Kanuni devrinde tıp medre-
sesi geliştirilmiştir. Önceleri hekimler
ilaçları yanlarında taşırken daha sonra
dükkanlardan satılması fikrinin benim-
senmesi ile Aktar dükkanları doğmuş-
tur. Bundan sonra kronolojik sıraya
göre:
-1802'de ilk eczahane Taksim
caddesi 49 numarada açıldı.
-1839'da Mekteb-i Tıbbiye-i Şa-
hane açıldı.
-1872'de Mekteb-i Tıbbiye-i Mül-
kiye ilk eczacı mezunlarını verdi.
-1895'de Türkiye'nin ilk eczacısı
Ahmed Hamdi Bey Zeyrek yokuşunda
eczahanesini açtı.
-1895'te Ethem Pertev ilk ilaç
imalathanesini kurarak, ilk Türk ilacı
pertev diş tozunu piyasaya sürdü.
Cumhuriyet dönemlnde hızla artan
ilaç fabrikaları günümüzde yerli ve ya-
bancı firmalar olarak hizmet vermekte-
dir.

Bitkiler_Ana Menü

mico_tasarım