“Gözeten ve koruyan” manasına gelen “el-Müheymin” ismi, Kur’anı kerimde
Rabbimizin ismi olarak bir defa geçmektedir. (Haşr 23)
Rabbimiz Kur’anı Kerimi bize tanıtırken “Biz, sana kitabı hak ile kendinden
önceki kitabı tasdik etmek ve onu korumak üzere indirdik”(Maide 48) diyerek
Kur’anın kendinden önce geçen Tevrat, Zebur, İncil ve diğer sahifeleri kendi
içinde koruduğunu ve onları tasdik ettiğini ifade ediyor.
“Yerde ve gökte zerre ağırlığında bir şey de olsa Rabbinden kaçmaz. Ondan daha
küçük ve ondan daha büyük olan her şey apaçık bir kitaptadır” (Yunus 6)
Hz. Adem’in genlerini bizde koruyan, Hz. Adem dönemindeki su, hava, hardal, incir
çekirdeğini olduğu gibi koruyan Rabbimiz geçmiş peygamberlere indirdiği kitapları
Kur’anın içinde korumaktadır. “Müheymin”e iman edenler eski ilimleri ve eski
sanatları, yeni ilim ve sanatların içinde korurlar.
Gönüllerimizden geçeni bilen, genlerimizi şifreleyen “Müheymin”e iman eden bir
Mü’min gözetildiğini bilerek yirmi dört saatinde edepli olmaya çalışır.
Fuzuli gibi: “Müheymina, Sameda, bende-i siyeh ruyem Sahifei amelim ma’siyet
hattıyla kara” “Ey Müheymin ve Samed Allah’ım! Kara yüzlü bir kulunum. Amel
defterim isyan yazısıyla kapkara” diyerek af dilenelim.
Ana Sayfa
|